Özlem Yılmaz Röportajı - Ben olsam tüfeği çekerdim

Ben olsam tüfeği çekerdim...




Oyunculuk sevdası nereden geliyor?

- Çocuklugumdan beri sürekli tiyatrolara gidiyorum. Tiyatroyu çok sevdiğim için oyuncu olmaya karar verdim ve sinema eğitimi almak için Müşfik Kentederden özel ders almaya başladım. Kısa bir zaman sonra babamı kaybettiğim için derse ara vermek zorunda kaldım. Bir yıl sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezine girdim. 2006 yılında Müjdat Gezen Actor Studio bölümünden mezun oldum. Rüyalarda Buluşuruz, Felek Ne Demek, Karagümrük Yanıyor ve Dicle dizilerinde oynadım.

Dizide yer almanız nasıl oldu?

- Müjdat Gezen Sanat Merkezinde Misak Toros benim hocamdı. Biz onunla sürekli yemeğe gideriz. Bir gün yine birlikte yemek yedik ve beni oradan dizinin yapım şirketine götürdü. Kapıdan girer girmez aaa işte Ayşe dediler. Ben ne oldugunu anlamadım ilk başta. Sonra projede yer almamı istediler. Teklife hayır diyemezdim.

Başrol oynamak nasıl?

- Bir kere çalışma açısından daha yoğunum. Haftanın bir günü çalışmıyoruz, o günüm de kuaförde kaynak yaptırmakla geçiyor. Çok izlenen bir dizi olduğu için insanlar bir anda beni tanımaya başladı. Sokağa çıktığım zaman "Aaa Ayşe!" diyorlar. Onun dışında herhangi farklı bir duygu yaşamıyorum.

Rol için yedi kilo aldım

Ayşe karakteriyle ilgili görüntünüzde değişiklik yaptınız mı?

- Karagümrük Yanıyor dizisinde oynarken benim saçlarımı kesmişlerdi. Ayşe için kaynak yaptırmak zorunda kaldım. Kaşlarım inceydi kalınlaştırdım. Ayrıca Ayşe rolü için 7 kilo aldım. Ayşe bir kasaba kızı oldugu için biraz dolgun bir vücudu olması gerekirdi. Ben ise 48 kilo sıfır beden biriydim. O yüzden 7 kilo aldım. Şu anda 55 kiloyum. Kendimi patates gibi hissediyorum.

Dizideki gibi bir evlilik başınıza gelse neler yapardınız?

- Ayşe gibi susmazdım heralde. Ailesine kesinlikle her şeyi açıklardım. Olay çıkarırdım. Ömer'in peşinde "kocacım" diye gezmek yerine, alırdım elime tüfeği topuklarına sıkardım. Ben Rizeli bir kız olarak bunu yapardım kesinlikle